Sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak, sadece cilde dışarıdan yapılan bakımlar tek başına yeterli değil, aynı zamanda besin tercihleriyle de ilgili.
Diyet, cildin içten dışa doğru beslenmesinde önemli bir rol oynuyor. Araştırmalar, tüketilen besinlerin yaygın cilt rahatsızlıklarının gelişiminde ve önlenmesinde önemli bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Uzman Diyetisyen Deniz Pirçek, cildin yapısal bütünlüğünü ve biyolojik fonksiyonları yakından etkileyen beslenmeye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Pirçek, beslenmenin, cildin sağlıklı bir şekilde fonksiyon görmesi, genç ve canlı kalması için temel bir faktör olduğunu belirtti. Sağlıklı bir cilde sahip olmak için vücudun ihtiyacı olan besin ögelerine ilişkin veren Pirçek, şunları kaydetti:
"Omega 3 yağ asitleri ciltteki kızarıklık ve tahrişi azaltmaya yardımcı olabilecek anti-enflamatuar özellikleriyle bilinmektedir. Ayrıca cildin esnekliğini korumaktan ve kırışıklıkları önlemekten sorumlu bir protein olan kolajen üretimini de teşvik ederler. Bu sağlıklı yağlar somon, uskumru ve ringa balığı gibi yağlı balıklardan elde edilebilmektedir."
Pirçek, E vitamininin, cildi serbest radikallerin neden olduğu oksidatif hasardan korumaya yardımcı olan güçlü bir antioksidan olduğuna vurgu yaparak, cildi zararlı çevresel faktörlerden koruduğunu, cilt hücrelerinin yenilenmesini desteklediğini ve cildi genç ve canlı tuttuğunu aktararak, kuruyemiş ve chia, keten tohumu gibi tohumların E vitamini bakımından zengin kaynaklar olduğunu anlattı.
C vitamini kolajen güçlenmesine yardımcı oluyor
C vitamininin, cildin elastikiyetini destekleyen kolajen üretiminde hayati rol oynayan bir besin olduğunun altını çizen Pirçek, şu bilgileri paylaştı:
"C vitamini aynı zamanda cildin serbest radikallerle savaşmasına yardımcı olan ve cildi güneş hasarlarından koruyan bir antioksidandır. Turunçgiller, meyveler ve yeşil yapraklı sebzeler harika C vitamini kaynaklarından bazılarını oluşturmaktadır. Çinko, cilt sağlığı da dahil olmak üzere çeşitli vücut fonksiyonlarında önemli rol oynayan bir mineraldir. Çinko, kolajen sentezi, doğal iyileşme sürecinin desteklenmesi, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin sürdürülmesi, enflamasyonun kontrol altına alınması süreçlerinde etkin rol oynamaktadır. Vücudumuza yeterli çinko alımını sağlamak için deniz ürünleri, yağsız et, baklagiller ve fındık gibi gıdaları tükettiğimizden emin olmamız gerekmektedir."
Pirçek, bakırın, deride mikro düzeyde hücre oluşumunda, deri proteinlerinin sentezinde ve stabilizasyonunda ve yeni kan damarlarının oluşumunda rol oynadığını belirtti.
Klinik çalışmalara bakıldığında, bakırın cildin esnekliğini artırmaya yardımcı olduğu, yüzdeki ince çizgileri ve kırışıklıkları azalttığı ve yara iyileşmesini desteklediği bilindiğini hatırlatan Pirçek, şu önerilerde bulundu:
"Bakır, sakatat, kabuklu deniz ürünleri, balık, kabuklu yemişler ve tohumlar gibi proteinli gıdaların yanı sıra tam tahıllar ve çikolatada da yüksek miktarlarda bulunur. Antioksidanlar cildi cilt hücrelerine zarar verebilecek kararsız moleküller olan serbest radikallerin neden olduğu hasardan koruyan bileşenlerdir. Antioksidanlar, serbest radikalleri nötralize eder, erken yaşlanmayı önler, cilt sağlığını ve canlılığını korurlar. Çilek, domates ve yeşil yapraklı sebzeler gibi renkli meyve ve sebzeler mükemmel antioksidan kaynaklarıdır.
Sağlıklı ve nemli bir cildin korunması için yeterli miktarda su alınması şarttır. Gün boyu yeterli miktarda su içmek; toksinlerin atılmasına yardımcı olur, besinleri cilt hücrelerine ulaştırır, cildin esnekliğini korur. Araştırmalar su alımını artırmanın ve günde 2 litreden fazla su tüketmenin cilt sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ve bu şekilde cildin hem dış hem iç katmanlarının daha iyi nemlendirildiğini göstermektedir. Karpuz, salatalık ve turunçgiller gibi su bakımından zengin yiyecekler de cildin nemlenmesini desteklemektedir. "